YERLEŞİMCİ KOLONİ PROJESİ
Serin ve karanlık bir akşamdı. Kelimeler ise daha da soğuktu. Görünüşte saygılı ancak şeytani fikir adamları toplanmış ve öfkelerine bürünmüştü. New York ‘da bulunan Hindistan Başkonsolosu Sandeep Chakraborty’in çirkin, yalancı ve vahşi bir görüşünü benimsediler. Bu gürültülü sürünün merkezinde, zenginlerin vahşi doğadaki vahşilerden daha kötü durumda olduğu yüksek kaliteli, lüks bir mahallede durdu. Çekingen bir tavırla, hafif kambur ve adeta yalvarır gibi yapmacık bir tavırla durdu. Korkaklardan daha kötü bir tiranlık yok. Kalabalık gözleri görkemle kamaşmış, üstünlük taslayan, hayali ve uydurma bir suçsuzluk öyküsü tarafından cesaretlendirilmiş olarak transa geçmiş şekilde oturdu. Chakravorty, “Neden takip etmediğimizi bilmiyorum. Orta Doğuda oldu. İsrail halkı yaptıysa biz de yapabiliriz,” dedi. . Etnik arındırmadan garip bir zevk alır gibi görünen metanetsiz bir gülümsemeyle kalabalık bu korkunç planı “alkışladı”. Kötü niyetli, kana susamış kişiler istediklerini yapmaya hazırdı. Ve gerçekten de habis bir şey yaklaşıyordu. Sanki daha tatlı bir şey yokmuş gibi sessizce ölümü istediler. Son olarak “Son Çözüm” kapsamında Keşmir bölgesini yerel halktan temizleyerek Hintlilerin yerleşmesini tartıştılar.
Hindistan’ın diplomatik dilinin en iğrenç yanı ise diplomasi dışında olmasıydı. Aynı zamanda yüzeysel olarak nazik bir ifadeye sahipti. Aslında yüzsüzce söylenmişti. Hindistan Başkonsolosu bir milyar insanı temsil ediyor. Mantık, akıl ve dengenin sesi olması için seçildi. Eğer bu kişi konumu, ayrıcalıkları ve ailesiyle zorunlu demografik değişim istiyorsa bu gibi bir vahşetin gerçekten olma olasılığını düşünün. Aslında eğer böyle bir kişi umursamaz bir şekilde bu zehri kusuyorsa, sadece istediği zulmü daha da derinleştirir. İnsanlara çağrıda bulunduğu şey Filistinli insanların başına gelen korkunç olayları gerçekleştirmek, “İsraillilerin” yaptıklarını tekrarlamaktı; gerçekten de tüyler ürperten bir şey istiyordu.
Hindistan başkonsolosunun korkunç söylemiyle Hindistan’ın yerleşimci koloni projesini düşünmek gerek. Faşist Hindistan devleti ve tek yönlü, yasadışı ve demokratik olmayan bir şekilde 370. yasanın iptali ile Keşmir’in otonomisini elinden alarak ve demografik değişim için Keşmir’in Yerel Hukukunu değiştirmek, Uluslararası yasalara aykırıdır ve savaş suçu olarak kabul edilir. Dünya çapında ses getiren bu durum karşısında Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları Örgütü gibi itibarlı SKT’ler Hindistan’ı ağır bir şekilde eleştirmiştir.